- dayanmak
- оказывать сопротивление, выдерживать
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük. В.И. Макаров. 2005.
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük. В.И. Макаров. 2005.
dayanmak — e 1) Bir yere yaslanmak, kendini dayamak Odalardan birinde köşeye dayanmış bir adam, sanki sızmış gibi görünüyor. M. Ş. Esendal 2) nsz Kullanılışı uzun sürmek, dayanıklı olmak Bu kumaş çok dayandı. 3) Zarar görmemek, varlığını korumak, hasar… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yumurta kapıya dayanmak (veya gelmek) — yapılacak iş için zaman çok daralmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bıçak kemiğe dayanmak — çekilen sıkıntı artık katlanılamayacak bir duruma gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
gelip çatmak (veya dayanmak) — vakti gelmek, kaçınılmaz olmak Konser günü gelip çattığındaysa stadyumda mahşeri bir kalabalık vardı. M. Mungan Ayrılık günleri geldi dayandı. Âşık Veysel … Çağatay Osmanlı Sözlük
kapıya dayanmak — 1) gelip çatmak Kış kapıya dayandı, daha kömür alamadık. R. N. Güntekin 2) bir şey elde etmek için bir yeri, bir kimseyi zorlamak, göz korkutmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
TEVEKKÜ' — Dayanmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TEZELLUK — Dayanmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
dal vermek — dayanmak, yaslanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
istinat etmek — dayanmak, yaslanmak Bizden evvelki zamanların tarihleri ekseriyetle indi vesikalara istinat etmiştir. A. Gündüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
tahammül etmek — dayanmak, katlanmak, kaldırmak Sanıyorum ki hep benim hatırım için bu hayata tahammül ediyor. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
takat getirmek — dayanmak, katlanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük